Cide


Hakkında

90 km'lik deniz kıyısı, 11 km'lik plaj... Eşsiz doğal güzelliklere, zengin kültüre sahip Cide ile taşın.

cide

Kastamonu ilinin Karadeniz kıyısındaki doğal güzelliğiyle ve sıcak, misafirperver anadolu kültürü ile ünlü bir ilçesi ve aynı ilçenin merkezi kasabadır. İlçe 939 km²'lik bir alanı kaplar ve toplam nüfusu 23.838'dir. 1868 yılında ilçe olan Cide'nin 85 köyü ve bu köylere bağlı 204 mahallesi bulunmaktadır. İlçede belediyeye bağlı altı mahalle vardır. İlçeye bağlı belde ve kasaba yoktur. Kastamonu İline bağlı bir ilçe olan Cide, kuzeyinde Karadeniz, kuzeydoğusundaDoğanyurt, doğusunda Şenpazar, güneyinde Azdavay ve Pınarbaşı ilçeleri, batısındaBartın iline bağlı Kurucaşile ilçesi ile çevrilidir. Cide'nin ovalık alanları oldukça sınırlıdır. Toprakları çok sayıda çay ve derelerle bölünmüştür. İlçenin güney ve güneydoğusundaKüre Dağları'nın uzantıları yer alır. Kuzeyde kıyıya yakın kesimlerde kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanan Kestane Dağı bulunmaktadır. İlçenin doğusunu Kestane Dağı engebelendirmektedir. Bu dağların üzerleri zengin bir orman örtüsü ile kaplıdır. Zeytinlik Tepe (1.282 m), Kaleburnu Tepesi (1.078 m), Halla Tepesi (1.231 m), Karakaya Tepesi (1.443 m), Kemrelik Tepesi (1.220 m) ilçenin belli başlı yükseltileridir. İlçenin en önemli akarsuyu Devrekâni Çayı olup, kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda akar. Bu çay ilçe topraklarını geçerek Karadeniz'e dökülür. İlçenin diğer akarsularıAydos Çayı, Soğuksu Çayı, Çataloluk Çayı, Akbayır Çayı ve Fakaz Çayı'dır.Kastamonu'ya 148 km uzaklıktadır.

Tarihçe

Homeros'un İlyadası... Kytoron ve Aigialos... Paflagonialılar...

cide

Cide'nin ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu kesinlik kazanamamıştır. Ancak Homeros'un İlyada isimli eserinde Cide'nin ismi geçmektedir. Cide'de Kytoron ve Aigialos isimli iki antik kent bulunmaktadır. Cide'nin 12 km batısında, Kurucaşile'nin 15 km doğusunda bulunan Kytoron, kapalı bir liman kenti olup Ortaçağ Kalesi yıkıntısı dışında kentten herhangi bir kalıntı günümüze gelememiştir. Cide'nin 17 km doğusundaki Aigialos kenti, Aydos Köyü, Aydos Çayının ağzındaki vadide, kıyıdan ve dolayısıyla çayın ağzından içeriye doğru yayılmıştır. Bugün, burada günümüze kadar gelebilen herhangi bir kalıntı bulunmamaktadır. Tarihi kaynaklarda yörede, M.Ö. 1100-700 yılları arasında Paflagonialıların egemenlik kurdukları bilinmektedir. Fryglerin bir kolu olan Pafloganialılar bu bölgeye kendi adlarını vermişlerdir. Paflagonyalılar, Devrekani Çayının, Gökırmak, Devrek, Soğanlı, Filyos ve Bartın Çayları etraflarında yerleşmişlerdir. Ancak Cide'de arkeolojik bir kazı yapılmadığından bu döneme ait herhangi bir esere rastlanmamıştır. Homeros, Paflogonya'nın Cide ve Kitoros(Gideros) taraflarında Henet veya Heneti adlı bir kavmin yaşadığını belirtmiştir. Cide'nin sahilinde, Ceviz Dibi adıyla anılan yerde bir saray kalıntısının olması bu iddiayı kuvvetlendirmektedir. Romalılar ve Bizanslılar Cide'de hüküm sürmüşlerdir. Nitekim, Cide'de Callade Cide, Y.Domma ve Caracolla adlarına kesilen paralar ve Cide'de bulunan Roma dönemi kale kalıntıları bunu kanıtlamaktadır. Güble ve Gilivri arasında Çoban Kalesi Romalılar döneminde yapılmış Osmanlılar döneminde de onarılmıştır. Timle Kalesi ve Gazallı Kalesi Bizans dönemine aittir. Okçu Kalesinin ise tam olarak ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Yörede Bizanslılardan sonra, Danişmendler, Çobanlar ve Candaroğulları egemen olmuş, Ağlı uzun süre Bizans egemenliği altında kalmıştır. Ağlı ve yöresi 1106 yılında Danişmendlerin eline geçmiştir. Anadolu Selçukluları'nın dağılmasından sonra Candaroğulları yöreyi egemenlikleri altına almışlar ve 1392 yılında Kastamonu Osmanlı topraklarına katılmıştır. Ankara Savaşı'ndan (1402) sonra Sinop'ta yaşayan İsfendiyar Bey yöreye hakim olmuştur. Osmanlı birliğini yeniden kurmayı başaran Çelebi Sultan Mehmet İsfendiyar Bey'i kendisine bağlamış ve Candaroğullarının Osmanlılara katılmasını sağlamıştır. Bunun ardından 1461'de Fatih Sultan Mehmet zamanında yöre, kesin olarak Osmanlı toprakları içerisine alınmıştır. Osmanlı döneminde Kadılık ile yönetilmiş, 1868'de Kastamonu vilayeti merkez sancağına bağlı bir kaza konumuna getirilmiştir. Bu dönemde eski bir iskelesi olan Cide'de bir de tersane kurulmuştur. Bu liman İpek Yolu üzerinde olup, önemini tarih boyunca sürdürmüştür. Karaağaç İskelesi adı ile anılan ilçedeki iskele Rusya ile Anadolu arasında ticaret bağlantısını sağlamıştır. İlçede günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Roma ve Bizans dönemine ait kale kalıntıları, Türk sivil mimari örneklerinden Rıfat Ilgaz evi bulunmaktadır.

Kültür

Sarıyazma, Sultan Kayığı, ceviz helva...

cide

Cide İlçesi kilometrelerce uzanan sahili, kıyıya dimdik inen dağların önünde muhteşem güzellikteki koylar ve her yanı yemyeşil ormanlarıyla yazar Rıfat Ilgaz'a ilham kaynağı olmuştur. Yerel kıyafetler ulusal ölçekte değerlendirildiğinde özellikle kadın kıyafetlerinde farklılıklar gözlenmektedir. Bu kadın kıyafetinde en belirgin nokta Rıfat Ilgaz'ın şiirlerine ve romanlarına da konu olan Sarı Yazma'dır. Kadınlar başörtüsü olarak kullandıkları sarı renkli bu yazma sembol haline gelmiştir. Fabrikasyon üretimin henüz gelişmediği dönemlerde Sarı Yazma doğal ahşap baskı kalıpları kullanılarak yapılmakta idi. Halen çok az da olsa aynı kişi tarafından üretim yapılmaktadır. Kıyafetin diğer bölümleri ise şöyledir; Uzun bol etekli elbise (göynek), Kırmızı paçalı şalvar (don) ve Belde kuşak şeklindedir. Cide köylerinde Kahve değirmeni, Karabiber değirmeni, Çeyiz Sandığı, Tahta Kaşık, Sultan Kayığı Maketleri el sanatları dalında sayılabilecek önemli değerlerdir. Ayrıca Cidede farklı yöresel lezzetleri de bulabilirsiniz. Malak, pırasa dolması, ıspıt böreği, lokma, kuyruklu dolma, ceviz helva, yumurtalı börek bu lezzetlerden birkaçı.